Hayata geçirilen yeni uygulamaların kura istikrar kazandırıp belirsizlikleri azalttığını belirten HSBC Türkiye CEO’su Kervancı, “Taşlar yerine oturduğunda, ülkemiz sunduğu cazip yatırım fırsatları ile yatırımcı ilgisinde hak ettiği noktaya gelecektir” dedi
HSBC Türkiye CEO’su Selim Kervancı, bankacılık sektöründe 2022’de sermaye yeterlilik oranlarını güçlendirecek aksiyonlar olabileceğini söyledi. HSBC Grubu olarak iklim değişikliğe ile mücadeleye destek olmak için oluşturdukları plan doğrultusunda 2030 yılına kadar sıfır karbon emisyonlu bir organizasyon olacaklarını ifade eden Kervancı, “2020’den bu yana birçok farklı sürdürülebilirlik (ESG) temalı işlemlere hem aracılık ettik, hem de kendi kaynaklarımızdan yatırım yaptık. Söz konusu işlemlerle son 2 yılda Türkiye ekonomisine 8 milyar doların üstünde yabancı kaynak kazandırılmasına katkıda bulunduk” diye konuştu.
MÜŞTERİ İLE GÜÇLÜ İLİŞKİ
Kurumsal tarafta ilişkilerinin çok güçlü olduğu büyük müşterileri bulunduğuna dikkat çeken Kervancı, “Bu müşterilerimizle ilişkilerimizi derinleştirmeyi sürdüreceğiz. Diğer yandan bu müşterilerimizin etrafında yer alan tedarikçi ekosistemini bankamızın ürün ve hizmetleriyle daha fazla buluşturmak istiyoruz. Türkiye’ye yatırım yapan global şirketlerdeki yüksek penetrasyonumuzla, bu şirketlerin ülkemizde en çok tercih ettiği ilk ilişki bankalarından biriyiz. Doğru ürünler ve sıkı ilişki yönetimimizle müşterilerimizin Türkiye’deki yatırımlarında onların yol arkadaşı ve ana bankasıyız. Sunduğumuz tedarikçi finansmanı modeliyle yabancı firmaların Türkiye’deki tedarikçilerine çok daha uygun vade ve koşullarda finansman kaynağı sağlıyoruz. Bu sayede ülkemizin dış ticaret işlemlerinin artmasına da destek oluyoruz” dedi.
BELİRSİZLİKLER AZALDI
2021 gibi dalgalanmaların yüksek olduğu zorlu dönemlerde herkesin sırtını yaslayabileceği en önemli güvencenin sermaye gücü olduğuna işaret eden Kervancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankalar da sermayeleri güçlü olduğu oranda müşterilerine, reel sektöre ve paydaşlarına kaynak sağlayabilir. 2022’inin de zor, global çalkantıların devam edeceği bir yıl olacağını düşünüyoruz. Bu sebeple, sermayemizi güçlendirme fırsatlarını değerlendirmeye ve sermayemizi akıllı yönetmeye devam edeceğiz. Global piyasalarda belirsizliklerin öne çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Tabii ki bu durum diğer ekonomileri olduğu gibi ülkemizi de etkiliyor. Ancak Türkiye’ye uzun vadeli bakmak gerektiğini düşünüyoruz. Taşlar yerine oturduğunda, ülkemiz sunduğu cazip yatırım fırsatları ile yatırımcı ilgisinde hak ettiği noktaya gelecektir. Hayata geçirilen yeni uygulamaların kura istikrar kazandırdığını ve belirsizlikleri azalttığını görüyoruz. Öngörülebilirlik ortamının devamı ekonomimize güç ve istikrar kazandıracaktır.”