Uzaktan çalışmanın sonu mu geliyor?
  1. Anasayfa
  2. Genel

Uzaktan çalışmanın sonu mu geliyor?

0

Savunanlar verimlilik artışından, daha iyi iş yaşam dengesi sağladığına argümanlarını ortaya koyarken, karşı çıkanlar kurum kültürü oluşmamasından, inovasyonu baltaladığından bahsediyor. Amazon’un çalışanlarını ocak ayı itibariyle beş gün ofise döndürme kararından sonra uzaktan çalışma yeniden tartışmaya açıldı.

Fast Company’den Güldeniz Ayral’ın haberine göre bir NASA mühendisi olan Jack Niles, 1973 yılında “telecommuting” kavramını ortaya atarak ilk uzaktan çalışmanın temelini attı. Ardından bu alandaki ilk büyük adım IBM’den geldi. Teknoloji devi IBM, 1980’lerin başında evden çalışmanın “verimli” olup olmadığını test etmeye karar verdi. Önce 5 kişi ile başladı, bu rakam 1983 yılında 2 bin kişiye ulaştı. Ancak, bir süre sonra şirket tekrar ofis çalışmasına döndü.

Covid pandemisinin başladığı 2020 yılından önce ABD’de çalışanların yüzde 8’i “evden” çalışıyordu. Statista’nın verilerine göre pandeminin ilk yılında yüzde 70’lere kadar çıkan bu oran, 2024 yılında yüzde 27’ye geriledi. Aynı oranlar İngiltere’de sırasıyla yüzde 4.7 ve yüzde 25 düzeyinde gerçekleşmişti.

ABD’DEN YÜKSELEN TREND

Zaman geçtikçe şirketler ve çalışanlar esneklik, iyileştirilmiş iş-yaşam dengesi ve verimlilik artışı gibi faydalarını fark ettikçe hızla ‘yeni normal’e dönüştü. Son dönemde ise özellikle global şirketlerin çalışanlarına yaptığı ‘ofise dönme’ çağrısı bu trendin sürüp sürmeyeceğini yeniden tartışmaya açtı.

Geçtiğimiz haftalarda Amazon’un tüm dünyadaki yaklaşık 300 bin çalışanını Ocak 2025 itibariyle haftada 5 gün ofise dönme çağrısı en dikkat çekici sinyallerden biri oldu. Amazon, 2023 yılından beri haftada 3 gün ofise gidilen bir hibrit yaklaşımı uyguluyordu. Amazon’un CEO’su Andy Jassy, ofise dönme ile ilgili açıklamasında inovasyonu, sorun çözmeyi ve ekip üretkenliğini artırmada yüz yüze iş birliğinin değerine işaret ederek Amazon kültürünün hızlı karar alma ve yaratıcı beyin fırtınası süreçleri gibi temel yönlerinin, ancak yüz yüze ortamlarda geliştiğini vurguladı.

Ofis-uzakan çalışma tartışmasını alevlendiren bir başka açıklama ise geçtiğimiz ağustos ayında Google’ın eski CEO’su Eric Schmidt’den gelmişti. Schmidt, Google’ın yapay zeka yarışında geri kalmasına gerekçelerden biri olarak uzaktan çalışma uygılamalarını göstermişti. Bunun inovasyonun önünde bir engel olduğunu vurguladı. Tesla’nın kurucusu Elon Musk, onlardan daha önce, 2022’de çalışanlarına “Uzaktan çalışma artık kabul edilemez” başlıklı e-posta göndermişti. Musk, mesajında çalışanların haftada en az 40 saatini ofiste geçirmesini şart koşmuştu. Musk’a göre de ofiste hep birlikteyken problemler daha hızlı çözülüyor, inovasyon tetikleniyor, iş birliği artıyor.

KURUMSAL KÜLTÜR OLUŞMUYOR

Benzer şekilde Apple’ın CEO’su Tim Cook, pandemi sırasında uzaktan çalışmanın başarısına rağmen, ekipler ekranlarla ayrıldığında ‘tekrarlanamayan bazı şeyler’ olduğunu vurguluyor. Onun bu görüşü, güçlü bir kurumsal kültürü korumaya odaklanan birçok şirkette de yankı buluyor. Zaten önde gelen teknoloji şirketleri de pandemi sonrası uzaktan çalışma yerine genellikle haftada 3 kez ofise gidilen hibrit yaklaşımları benimsedi. Ancak, Amazon’un attığı son adımın etkisinin büyük olabileceği öngörülüyor.

Finans sektöründen Goldman Sachs ve JPMorgan Chase gibi kurumlar da uzaktan çalışmama konusunda çok daha kararlı bir duruş sergiliyor. “Beş gün ofis” çalışmasını uygulayan bu şirketlere göre, uzaktan çalışma, “network oluşturma, mentorluk ve hızlı karar almaya dayanan” işler için önemli bir engel oluşturuyor.

Hatta Goldman Sachs CEO’su David Solomon, bir açıklamasında uzaktan çalışmayı, “bir sapma” olarak nitelendirdi ve ekledi: “Finans sektöründe kariyer yapmak istiyorsanız, kesinlikle ofisten çalışmalısınız.”

Solomon, bu tip çalışmanın en önemli zararlarından birini de “ustalardan öğrenmeye” dayalı çıraklık kültürünü ortadan kaldırmasına dikkat çekti.

Usta-çırak öğrenme modeline vurgu yapanlardan biri de Mavi’nin CEO’su Cüneyt Yavuz. Yavuz, “Uzaktan çalışmaya karşı değilim ama usta-çırak ilişkisi, işi iş başında öğrenme ve kurum kültürünü tutundurma konularında daha aktif olmanın şart olduğuna inanıyorum” diyor.

FİZİKİ BİRLİKTELİK ÖNEMLİ

Türkiye’deki şirketlerde de uzaktan çalışma ile ilgili çeşitli uygulamalar deneniyor. Fast Company CEO Council anketine katılan liderlerin yüzde 74’ü uzaktan çalışmayı desteklediğini ve uygulamaya devam edeceklerini söylerken, yüzde 15’i karşı olduğunu ve uygulamadıkları yönünde görüş belirtti. Uyguladığı halde vazgeçerek ofis çalışmasına dönmeyi planlayanların oranı ise yüzde 11.

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, rutin toplantı ve işlerde uzaktan çalışmanın verimliliği artırdığını düşünenlerden. Ancak, Aksoy karşı olduğu noktayı şu sözlerle açıklıyor: “Takım olarak fikir geliştirme, lansman yapma, kişisel gelişim gibi konularda fiziki birliktelik önemli. Bu yüzden biz hibrit çalışma modelini benimsedik.”

Şirketlerin ofise dönüşü teşvik etmek için sunduğu görüşlerden biri, kişisel iş birliğinin inovasyonu ve yaratıcılığı teşvik ettiğine olan inanç. Birçok şirket için, ortak bir mekanda çalışmaktan kaynaklanan tesadüfi koridor sohbetleri, doğaçlama beyin fırtınası toplantıları ve ekip etkileşimlerinin yeri doldurulmuyor.

Koçtaş Genel Müdürü Oğuzkan Şatıroğlu, pandemi döneminde öncü uygulamaları devreye alarak etkin bir şekilde uzaktan çalışmadan faydalandıklarını söylüyor: “Ancak, günümüz koşullarında uzaktan çalışma ile ilgili trendler hem Türkiye’de hem de dünyada artık tersine dönüyor. Biz de orta ve üst düzey yöneticilerimizin tam zamanlı ofise gelmesi kararını aldık. Altyapı ve diğer hazırlıklarımızı tamamladığımızda diğer çalışanlarımız için de daha sık ofise gelinen hibrit bir modele geçmeyi planlıyoruz.”

Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul ise “Evden çalışmaya, internetin yayılmasıyla birlikte geçtiklerini” belirtiyor ve ekliyor: “Öncü bir firma olmamıza rağmen, ‘aşırı doz öldürür’ sözünün ne denli olduğunu pandemi döneminde gördüğümüz için, bu uygulamayı hedeflediğimiz oranda kullanmaktan vazgeçtik. Zira verimliliğin, takım oyuncusu olmanın, şirket aidiyetinin oluşamadığı, olanın da eksildiğini üzüntü ile gözlemledik.”

Yorglass Yönetim Kurulu Başkanı Semavi Yorgancılar da uzaktan çalışma karşıtı benzer bir görüş paylaşıyor: “Birlik ve beraberlik kültürünü zafiyete uğratıyor, bizim gibi üretim şirketlerinde adaletsizlik oluyor.”

ÇALIŞANLARI İKNA ETMEK ZOR

Bazı şirket CEO’ları “dönüş” çağrısı yapsa da çalışanları ikna etmek kolay görünmüyor. Örneğin, Amazon, ofiste çalışmayı zorunlu kılma kararını duyurduğunda, çalışanların tepkisi gecikmedi. Binlerce çalışan, daha esnek düzenlemeleri savunan bir dilekçeyi imzalayarak itiraz etti.

Aslında bu direnç Amazon’a özgü değil. Birçok çalışan artık uzaktan çalışmayı sadece bir ayrıcalık olarak değil, bir beklenti olarak görüyor; hatta pazarlık konusu yapmaya yanaşmadıkları bir bileşen. EY’ın bir çalışmasına göre, çalışanların yüzde 50’sinden fazlası tam zamanlı ofise dönmeleri gerekirse işlerini bırakmayı düşüneceklerini belirtti. Ayrıca, McKinsey’nin bir araştırması, esnek çalışma düzenlemeleri sunan şirketlerin, katı ofis zorunlulukları olanlara kıyasla yüzde 30 daha düşük bir turnover (çalışan sirkülasyonu) oranına sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Özellikle Y ve Z kuşağından çalışanlar için haftada 5 gün ofise gitme fikri sadece modası geçmiş değil, aynı zamanda esnek iş yeri fikriyle de çelişiyor. Deloitte’un Küresel Y Kuşağı Anketi’ne göre, katılımcıların yaklaşık yüzde 75’i, bir işveren seçerken en çok önemsedikleri faktörün, “iş-yaşam dengesi” ve esneklik olduğunu belirtti.

Asaş Alüminyum CEO’su Derya Hatipoğlu da yeni kuşağın bu eğilimini doğruluyor: “Uzaktan çalışma artık çağımızın bir gerekliliği haline geldi. Özellikle artık Z kuşağı önce uzaktan çalışma olanağını soruyor. Bu tip çalışma ‘satış destek, mali işler, çağrı merkezi gibi’ bazı rollerde çok faydalı olabiliyor. Diğer rollerde ise hibrit çözümleri tercih ediyoruz. Fabrikalarda ise uygulanması çok daha zor. Uzaktan çalışmanın en büyük handikapını ise şirket kültürünü yeni başlayanlara geçirememek, takımdaşlık ve aidiyet duygusunu yaratma oluşturuyor.”

ÇÖZÜM HİBRİT MODEL Mİ?

Pandemi öncesinde, ofiste fiziksel olarak bulunmak genellikle üretkenlik ve bağlılıkla eşdeğer görülüyordu; ancak artık odak noktası sonuç odaklı performansa kayıyor. Şirketler giderek daha fazla, çalışanların ofiste geçirdikleri saate göre değil, nerede veya ne zaman çalıştıklarına bakılmaksızın elde ettikleri sonuçlara göre değerlendiriliyor.

McKinsey’nin çalışma hayatının geleceğiyle ilgili 2024 anketine göre, yöneticilerin yüzde 58’i, hibrit çalışma modelinin “süresiz” olarak devam etmesini bekliyor. Bu sonuç, aslında hibrit modelin sunduğu esnekliğin kurumsal stratejinin kritik bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Bu görüşü savunanlar, hibrit çalışmanın, verimlilik artışı ve daha iyi iş-yaşam dengesi gibi uzaktan çalışmanın faydalarını korurken, ofis ortamında gelişen iş birliğini ve inovasyonu sürdürmelerine de olanak sağladığını kabul ediyor.

Benzer şekilde, Deloitte’un 2023 tarihli araştırması, şirketlerin yüzde 70’inden fazlasının bir tür hibrit çalışma uyguladığını veya benimsemeyi planladığını ortaya koyuyor. EY’ın araştırması ise esnek çalışma düzenlemelerini benimseyen şirketlerin, pandemi öncesinin ‘sadece ofis’ modellerine kıyasla yüzde 10-15’lik bir verimlilik artışı sağladığını gösteriyor.

Bunların yanı sıra hibrit çalışma şirketlere hem gayrimenkul hem de operasyonel giderler açısından önemli maliyet tasarrufu sunabiliyor. Herhangi bir anda ofiste daha az çalışan olması nedeniyle, birçok şirket ofis alanlarını küçültüyor veya bu alanları iş birliği yapmaya daha müsait alanlar olarak yeniden tasarlıyor. Böylece daha dinamik ve ilgi çekici, özellikle yeni nesil yetenekleri çekebilen ofis ortamları ortaya çıkabiliyor.

RAKAMLAR NE SÖYLÜYOR?
  • %64: Ofise tam dönüş
    KPMG’nin yaptığı ve 1300 global CEO’yu kapsayan araştırmasına göre, liderlerin yüzde 64’ü 2025’e kadar “tam” ofis çalışmasına dönüş olacağını bekliyor. Aynı araştırmaya yanıt veren CEO’ların %87’si, ofise dönüşü desteklemek için çalışanlarına “ödül, terfi ve maddi destek” gibi önerilerde bulunacaklarını belirtiyor.
  • %75: Yaşam dengesi önemli
    Deloitte’un 2024 tarihli anketine göre, çalışanların yüzde 75’i, bir işveren seçerken en çok önemsedikleri faktörün iş-yaşam dengesi ve esneklik olduğunu belirtti.
  • %70: Hibrit çalışma isteyenler
    2023 tarihli bir Deloitte araştırması, şirketlerin yüzde 70’inden fazlasının bir tür hibrit çalışma uyguladığını veya benimsemeyi planladığını ortaya koydu.
  • %30: Sadakat daha fazla
    McKinsey’nin araştırmasına göre, esnek çalışma düzenlemeleri sunan şirketler, katı ofis zorunlulukları olanlara kıyasla yüzde 30 daha düşük bir turnover (çalışan sirkülasyonu) oranına sahip.

  • 2
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 1
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 1
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir