Hürriyet yazarı Hande Fırat bugünkü köşe yazısında Merkez Bankası’nın faiz artırımını ve alınan kararları değerlendirdi.
Hande Fırat’ın köşe yazısı;
Resmi bayram tatili olsa da, tüm Türkiye ve piyasalar ekonomideki gelişmeleri yakından takip ediyor.
Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki TCMB’nın yaklaşık 2.5 yıl sonra ilk faiz artışı kararının ardından; ekonomi yönetiminin “dengeli, kademeli, veriye dayalı ve kontrollü” şekilde adımlarını atacağını söylemiştik. 650 baz puanlık faiz artışının ilk işaret fişeği olarak yorumlanması gerektiği ve devamının geleceği ekonomi bürokrasisi tarafından dile getiriliyordu. Faiz artış kararı ve TCMB Başkanı Erkan’ın Türkiye Bankalar Birliği yönetimi ile görüşmesinin hemen ardından bankaların uzun süredir dile getirttiği sorunlardan birinin çözümü için düğmeye basıldı.
SADELEŞMENİN DEVAMI GELECEK
– Merkez Bankası, sadeleştirme politikası kapsamında menkul kıymet tesis oranının yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürülmesine karar verdi.
– Bankalara, liralaşmayı teşvik etmek için uygulanan menkul kıymet tesis oranlarını düşürdü ve şartların birçoğunu belirsizlikleri de ortadan kaldıracak şekilde yumuşattı.
– Yani bu yöntemlerle bankaların üzerindeki kısıtlamalar gevşetiliyor.
– Bunun da devamı gelecek ancak ekonomi yönetiminin dengeli ve kademeli adımları aynı mantıkla sürecek.
MERKEZ BANKASI’NIN YOL HARİTASI NE
Peki Merkez Bankası ne yapmaya çalışıyor? İlk faiz kararında olduğu gibi TCMB, büyük yatırım bankalarının çok yüksek oranlı faiz artışı beklentisinde olduğu gibi, piyasanın diliyle “gel gel” tezgâhına düşmüyor. Son derece akıllıca bir strateji izliyor. Politika faizini artırırken nasıl kademeli gidiyorsa, bunu yaparken sadeleşme süreci ile de bankaların mevduat faizlerini aşağıya çekecek değişiklikler yapıyor. Bu ne anlama geliyor?
HEDEF, BANKA VE PİYASA FAİZLERİNİN AŞAĞIDA DENGEDE BULUŞMASI
– Mevduat faizi düştükçe kredi faizleri de düşecek demek oluyor. Çünkü piyasada çok uzun süredir faizler, politika faizinin çok üstünde bunu yukarı çeken de mevduat faizinin bulunduğu seviyeler.
– Oranların böyle oluşmasının nedeni de daha önce kademe kademe artırılan menkul kıymet tesisi zorunluluğu.
– Merkez Bankası, politika faizini yukarı çekerken, banka ve piyasa faizleri aşağıda bir denge bulacak. Çok zekice değil mi?
– Sonuç: Büyüme için kritik unsurlardan olan kredilerin yeniden kullandırılmaya başlamasının önü yavaş yavaş açılıyor.
Anlayacağınız TCMB sakin sakin taşları döşemeye başladı. Olumsuz bir bakış açısıyla bakmak yerine, doğru adımlar için banka bir bravo haketmiyor mu?
BANKALAR ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI…
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, faiz kararının alındığı gün ne demişti: “Bu süreç kararlılıkla ve kademeli olarak yönetilecektir.” Artık bu saatten sonra bankaların da üzerlerine düşeni yapması, ekonomi yönetiminin adımlarının daha efektif olması için kararlara uyum sağlaması gerekiyor.