Kurumlar, her bakımdan kazançlarını arttırmak ve toplum nezdinde saygın hale gelmek ve bunu korumak için “itibar yönetimine” odaklanmakta.
Halkın bir kurumun duruşunu nasıl algıladığı, o kurumun başarısının belirleyicisi olarak kritik bir rol oynamaktadır. Bununla birlikte; olumlu bir kurumsal itibar, kriz dönemlerinde de kurumu koruyabilmekte.
Fortune dergisinin, En Beğenilen Şirketler araştırmasında “Yönetim Kalitesi” ilk sıradayken “Yetenekli insanları çekebilme, geliştirebilme ve tutabilme” en önemli kriterler arasında çıkmış.
Financial Times (FT) Dünyanın En Saygın Şirketleri Araştırmasında “Güçlü ve İnsani Kurum Kültürü”
Asian Business (AB) Asyanın En Beğenilen Şirketleri Araştırmasında “Genel Takdir”, “Yönetim Kalitesi”, “İyi bir işveren olma”
Common Wealth Magazine Tayvan’ın En Beğenilen Şirketleri Araştırmasında “Personele Yaklaşım”
Capital dergisinin Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri Araştırmasında “Çalışan Memnuniyeti”, “Çalışanlara değer verilmesi” (sunduğu sosyal imkanlar, eğitimler ve ücret politikası), “Çalışanların nitelikleri”
gibi kriterler belirleyici olmuş. Dünyada yapılan araştırmalarda ilk 5 kriterde yer alan “Çalışan” faktörü, ülkemizde yapılan araştırmada daha fazla bir ağırlığa sahip (Demirçivi B.M., 2023)
Ülkemizde Firmalar, kurumsal itibarlarını korumak için büyük maliyetlerle reklam harcamaları yaparken, çalışanlarına yeteri kadar değer veriyorlar mı?
Çalışanların kurumla olan bağı; çalışanların da inanarak gerçekçi yanıtlar vermediği standart anketlerle, demode bir yaklaşımla mı ölçülüyor?
Çalışanlarından kurumlarına karşı bireysel sadakat beklenirken, kurumsal sadakat diye bir kavram var mı?
Bu soruları artırmak mümkün…
Artık dijital dünyada eski model klasik ezberlerle iş yapmak zor olacak, çalışan mutluluğu yoksa firmaların karlılığı da olmayacak…