“Hayvan yetiştirmek giyimden daha kârlı”
  1. Anasayfa
  2. Genel

“Hayvan yetiştirmek giyimden daha kârlı”

0

Roman Mağazaları’nın sahibi Turgut Toplusoy, 10 yıl önce işe dönüştürdüğü hayvancılık tutkusunu ve işini büyütme planlarını anlatıyor.

İstanbul’un Çekmeköy ilçesi, o zamanlar çiftliklerin olduğu, tarım yapılan bir bölgeydi. Şimdiki gibi şehrin ortasında, trafiğin kilitlendiği bir yer değildi. Az sayıda çiftlikte tarımın yanı sıra hayvancılık yapılıyordu.

Onun hayatına hayvancılık daha 10’lu yaşların başında girmişti. Babaannesi ve dedesinin çiftliği sayesinde ilkokul döneminde çiftlik hayatıyla tanışmıştı. Babasının ailesi orada süt hayvancılığı yapıyordu. Küçük bir çocuk olarak çiftlikte yaşamayı, hayvanlarla içi içe bir hayatı sevmişti. Kendi deyimiyle, hayvancılık konusundaki enerjiyi daha o yıllarda hissetmişti. Sonradan bir merak, hatta tutkuya dönüşecek hayvan yetiştiriciliğini kafasına 10’lu yaşların sonuna doğru koymuştu.

Hayata atıldığında Roman mağazasıyla giyim perakendeciliğine girdi ama Turgut Toplusoy’un aklının bir köşesinde hayvancılık hep vardı. 2010 yılında bu tutkusunu gerçeğe dönüştürmek isteyince o dönemdeki Lüleburgaz bayiini arayıp, çiftlik bulma konusunda destek istedi: “İyi bir yer bulursan birlikte yaparız, seni de ortak ederim.”

Arayış çok fazla sürmedi ve birkaç çiftlik ziyaretinden sonra “işte bu” diyerek kararını verdi. “Çok beğendim ve hiç pazarlık yapmadan satın aldım” diyerek o dönemdeki duygusunu anlatan Roman’ın Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Toplusoy, bu tutkusunu, geldiği son durumu ve hedeflerini paylaştı:

TUTKUYLA İŞE GİRDİM

Lüleburgaz’daki çiftlik işine yaklaşık 15 sene önce başladım. Çocukluk hayalimdi ve çocukken hep ‘bu iş ölmez’ diye düşünür, heveslenirdim. Bu düşünceyle çiftliği satın aldım ve 10 senedir de hayvan yetiştiriciliği yapıyorum. Arazimiz 150 bin metrekareydi. Başlarken 500’den fazla hayvanımız vardı.

Benim çiftliği aldığım kişi tekstil ihracatı yapıyordu. Bir yandan da çiftliği yönetemediği için satmaya karar vermişti ve ben de aldım. O dönemde bizim bayimiz olan kişiye yönetmesi için küçük bir hisse de verdim.

Böylece Toplusoy Hayvancılık 250 bin TL sermaye ile yola çıktı. Benim bu işe girdiğimin haberi gazetelerde çıkınca, bölgeden “Bizim çiftliği de al” talepleri gelmeye başladı. Çünkü o dönemde çiftlikler zor durumdaydı, hayvancılık sektörü çok iyi gitmiyordu. Biz de ilk senelerde zorlandık, ancak şimdi geldiğimiz noktadan çok memnunum ve bırakmayı da düşünmüyorum.

TEKSTİLDEN DAHA KOLAY!

İşin doğrusu, hayvancılık beni heyecanlandırdığı için bu işe girdim. Giyimin yanı sıra yeni bir şeyler yapmayı istiyordum. Böyle bakınca da çok fazla seçenek yoktu. Hayvancılık dedelerden gelen bir işti ve ben de başaracağıma inanıyordum.

Bunun yanı sıra, tekstil ve giyim sektörü, kumda top oynamaya benziyor. Bana göre hayvancılık ise halı sahada top oynamak gibi… Halı sahaya çıkınca daha başarılı olacağımı biliyordum. O yüzden dönemin fırsatlarını iyi analiz edip, çiftlik satın aldıktan sonra hayvancılığa yönelmeyi tercih ettim.

Esasen hayvancılık da kolay değil. Özel ilgi gerektiriyor ama bana göre tekstilden daha kolay. Giyim sektöründe ürettiğin her model eskiyor ve 6 ayda bir yeniden başlıyorsun. O nedenle hayvancılık, bir tekstilci için daha kolaydır.

ŞİMDİ OĞLUMLA YÖNETİYORUM

İşe başlarken ortağıma yüzde 20 hisse verdim. Sonra işler iyi gitmedi, ortakla sorunlar yaşadım. Hisselerini başkalarına satma yoluna gidince, sermaye artırdım. İtiraz ettiler, ancak sonuç alamadılar. Çünkü, şirketin bana borcu vardı. Ben çok para koymuştum, şu anda tek kaldım.

Bunlarla uğraşırken bir yandan da çiftliği büyütmeye yöneldim. Bankalardan devlet destekli, uygun faizli krediler aldık. Şu anda çiftliğin 40 milyona yakın bir kredi borcu var. Dişi hayvan sayısında 1250 adede ulaştık. Biz dişi ağırlıklıyız, erkek ise çok az, 50 civarında.

Bütün bunlar olurken, bir yandan da işe büyük oğlumu dâhil ettim. Şu anda Türkiye’de en iyi işlerden biri olduğunu söyleyebilirim.

HAYVANCILIK NEDEN İYİ?

Hayvancılık gerçekten çok iyi bir iş. Eğer iyi yönetirseniz, hayvanlara bire bir sahip çıkarsanız, yattıkları yer temiz, yedikleri yem kaliteli olursa, çok iyi verim alırsınız. Örneğin, yazın sıcakta süt sağıma giden hayvanları fıskiyelerle yıkarsanız, hijyen ve bakımlı olurlar.

Bunun üstüne yemleri de önemlidir. Onları da kaliteli olandan ve düzenli verirseniz, hem süt kalitesi güzel olur hem iyi süt verimi alırsınız… Tabii hayvanların hastalanmasına da engel olmanız lazım.

Bunun yanı sıra iyi bir ekip ve teknoloji de gerekiyor. Bizde teknoloji iyi, robotlar hayvanlara yemlerini götürüyor, ne kadar süt alınacağını yönetiyor.

O nedenle ‘hayvancılık kârlı iş’ diyorum. Baştan savma yapar, önem vermezseniz sonuç alamazsınız. Yani önce yatırım yapacak, sonra teknoloji ve iyi ekip ile yöneteceksiniz. Ne kadarı yaşlandığında kesime gidecek, ne kadar hayvan sürüden çıkacak, kaç yaşında çıkacak, hepsinin hesabı var. Hesabı iyi yapmazsanız, başarısız olursunuz.

MUTLU HAYVANLAR ÇİFTLİĞİ

Bir çiftlik ne kadar verimliyse, parayı da o kadar kazanıyor. Verimlilik ise günlük aldığınız süt miktarıdır. Bir inek 36 ila 37 litre süt veriyor. Ben bunu 40’a çıkarırsam hayvana zarar veririm. Az zayiatla, verimli bir şekilde yönetmem lazım. Biz şu anda çiftliği çok iyi yönetiyoruz.

Örneğin ben besicilik yapmıyorum. Çünkü, onları büyütüp kasaba vermeye kıyamıyorum. Köylülere, doğan erkekleri ufakken veriyorum. 3 dişi tohum atıyorum, kesmeden veriyorum. Biz sütçüyüz. O nedenle yaptığımız işe “estetik hayvancılık” diyoruz. Bizim amacımız “hayvanları mutlu etmek”.
Bir yavru doğduğu zaman 20 bin TL para. Devamlı yeni doğumlar oluyor.

Her şey planladığım gibi, hatta tahminimin üstünde iyi gidiyor. Çok mutluyum, para kazanıyorum, zevkle çiftliği geziyorum. Bazen 2 haftada bir, bazen ayda bir gidiyorum ama her gün rapor alıyorum.

KÂRLI BİR İŞ Mİ?

Tekstil ve giyim sektörü, insanı geliştirir, dünya görüşünü tazeler. Görgün ve bilgin gelişir. Şu anda dünyada tekstil ile ilgili büyük bir savaş var. Örneğin, Fransa’daki Uniqlo mağazasında 200 robot kasiyer var, aynı anda 200 kişi alışveriş yapabiliyor.

Biz eskiden Türkiye’de büyük grup mağazalar yokken iyi para kazandık, bütün ülkeye mal sattık. Çünkü, o dönemde en güzel ürünleri biz yaptık. Ama zamanla tablo değişti, yurt dışından rakipler geldi, maliyet farklılaştı.

Artık bizim yaptığımız ürünlerin maliyetiyle onlarınki aynı değil. Lüks markalara geçtiğinizde ise onlar az üretip fiyatı çok koyuyorlar. Biz yüksek fiyat koyduğumuzda satamıyor, oralara ulaşamıyoruz. Oralara ulaşabilmemiz için ise devlet desteği kesinlikle şart.

Bana göre giyim perakendesinde artık kâr yok. Kira, eleman parası, kumaş ve fason derken maliyet çok yüksek… Verimli çalışmak için yüksek adetler yapmak lazım. Zara, Tunus’ta mal üretiyor. Ücretin 150 dolar olduğu yerlerde mal üretiyorlar.

ÇİFTLİĞE YATIRIM PLANI

Önümüzdeki dönemde çiftlikte yeni yatırımlar yapmayı planlıyorum. Burada 700 sağmalık yeni sağım hanem var. Bir senedir yeni robotlar kullanıyoruz. Robotlar, hayvanlara yem verebiliyor, onların önüne yem itiyor. Ardından, dolaşıp diğerlerine de yem veriyor.

Yem makineleri de ayrı. Sonra öbür ahıra geçiyor. Her ahırda 225 baş hayvan var. Aynı zamanda gübreler çukura gidiyor. O gübreleri alıp püskürtüyor. Bunların hepsi teknolojiyle gerçekleşiyor.

Çiftliği daha da büyüteceğim. Şimdi 250 başlık bir ahır daha yapıyorum. Hayvan sayısını 1500’e kadar çıkartacağım. Köylüler bizden erkek buzağı almak istiyor. Beslediğin günün parasını veriyorlar. Biz en iyi spermi kullanıyoruz. Kendi hayvanlarımızı devam ettiriyor ve kendimiz üretiyoruz. Asla yurt dışından hayvan getirmiyorum. Üretim yapmak ve ithalatı bir ölçüde önlemek istiyorum.

TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK
  • HAYVANCILIK İYİYE DÖNDÜ İlk dönemde bana çiftliğini satmak isteyen çok oldu. Çünkü o tarihte devlet çiftlikleri batırmıştı, işleri iyi gitmiyordu. Şimdi çiftçi bir miktar hakkını almaya başladı. Şu anda kazandığımıza razıyız. İyi yönettiğimiz için kazanıyoruz.
  • DEVLET DESTEĞİ Bir yandan da devlet destekliyor, hayvan ve doğum başına prim veriyor. Sütten para kazanırsan çok hayvan besleriz. Bizim işimizde “anahtar” et değil, süt…
  • CAZİP BİR İŞ Türkiye’de hayvancılığın cazip olduğunu düşünüyorum. İşini doğru yapan işletmeler para kazanır. Ama hayvanlar pisliğin içerisindeyse, gereken gıdayı alamıyorsa, hayvanın veterineri iyi değilse ve o çiftlikte çok ölüm oluyorsa, o çiftlik para kazanmaz. Ölüm oranı sıfır ya da çok azsa, hayvanların tedavi ve bakımları yapılıyorsa durum farklı olur.
  • BAŞARISIZLARIN DURUMU Başarısız olanların bana göre heyecanı yoktur. Yeterli sermaye ile girmemiştir. Hayvanı para için kullanıyordur. Oysa ben hayvanı seviyorum. Aradaki farkı da bu yaratıyor.
ÇİFTLİK ETRAFINDA YENİ İŞLERE GİRECEĞİM

Çiftliği büyütürken, etrafında başka işlere de gireceğim. Örneğin, kendi peynirimi yapacağım. Eğer iyi bir ekip kurabilirsem, şarküteri kurma hedefim de var. İyi bir alana sahibiz, 150 bin metrekare yer var. 6 litreden peynir yapacağıma, 8 litreden yüksek kaliteli üreteceğim.
Fazla bir şey fark etmeyecek ama insanlar peynir yediğini hissedecek. Zeytinyağını, zeytini ona göre alacağım. En iyi bal neredeyse alıp, kendi markamla şarküteride satacağım. Bütün ürünleri de fason yaptıracağım. İyi bir ortakla başarılı olacağımıza inanıyorum.

  • Roman Mağazaları’nın sahibi Turgut Toplusoy, dedesinin çiftliğinde 10’lu yaşlarda tanıştığı hayvancılık tutkusunu 10 yıl önce işe dönüştürdü. Şimdi Lüleburgaz’daki çiftliğinde 1250 hayvanı var. “Mutlu hayvanlar” sloganıyla yürüttüğü işini büyütürken, yeni planlar da yapıyor.
  • “Devletin bizi giyimde büyütmesi lazım. Kumaş alıyor, yüzde 50-60 vergi veriyoruz. Bize maliyeti yüzde 100. Kumaşı yüzde 100 vergiyle aldığımda nasıl ihraç edebilirim ki? O nedenle yurt dışındaki 17 mağazam kapandı.”
  • “Hayvancılık gerçekten çok iyi bir iş. Eğer iyi yönetirseniz, hayvanlara bire bir sahip çıkarsanız, yattıkları yer temiz, yedikleri yem kaliteli olursa, çok iyi verim alırsınız”

Kaynak: Fast Company Dergisi

  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir